SİNYAL_002
"...HAY &#@+# YERİNDE ELEKTRİK KAÇAĞI OLMASA ŞAŞARDIM ZATEN #&@+#&*$&#
...
"Ben Borove. Az önceki sesler umarım size gelmemiştir, o sırada birkaç teknik problemle uğraşıyordum da. Bu radyo istasyonları da diğer her yapı gibi darmaduman olmuş. Ben de hiçbir zaman o kadar da dikkatli bir insan olmadım. Neyse.
"Sanırım yaratıklardan bahsetmiştim en son. Sonrasında da şeyden bahsedecektim... Şeyden...
...
"&₺+*%#
"Ben de başka şeylerden bahsederim o vakit. Zar zor bulduğum bu istasyonları boşa kullanıyormuşum gibi geliyor ama birilerinin de bu gezegeni öğrenmesi gerek.
"Burada teleport platformları buldum, üzerine çıkıyorsunuz ve üzerinize yırtık dondan fırlarcasına yaratıklar sökün ediyor. Yaratık dalgası bittikten sonra da platform aktive oluyor. Bizden önce gelenler her kimdiyse kolezyumlara haddinden fazla özeniyormuş anlaşılan. Bu platformlardan kaç tane var bilemiyorum, 5 gün kadar önce olması lazım, 3. kez ışınlandım. Başta dediğim gibi ormandaydım, sonra miselyum kaplı inanılmaz nemli ve insanı darlayan bir mantar ekosistemine düştüm. Elimi attığım ilk mantar da topraktan fırlayıp büyüdü, büyüdü ve mor bir bulut içinde patladı. O bulutun içindeyken birisi bana sağdan soldan kesik atıyormuş gibi hissettim ama halüsinasyondu sanırım. Mümkün olduğunca az oyalanarak 2. platforma koştum.
"Bu arada, platformla beraber yaratıkların yanında alfalar geliyor. Ormandayken üzerime bir Colossus geldi. İçimde taşan sütün köpüğü gibi kabaran dehşete rağmen hayatımın en epik anlarıydı diyebilirim. Kendimi kutsal kitapta geçen Fingolfin gibi hissetmiştim. Yaratığın kafası 20-30 metre uzunluğundaki bir kale burcu gibiydi ve dikine oval olan tek kırmızı gözü yakuttan parlak parlıyordu. Omuzlarındaki onları bir şal gibi örten yeşil-mavi yosun tabakası, onu terk edilmiş dev bir heykel gibi gösteriyordu. Elinde silah taşımıyordu ve buna ihtiyacı da yoktu. Colossus çok güçlüydü, lakin hantaldı ve Lemurian kanları, zemini kayganlaştırmıştı.
"Mantar Bölgesi'ndeki platformda üzerime... Ben... Neyse ne. Oradan da geçtim gittim işte ve şu an Denizler Altında 20000 Fersah'ı yaşıyorum. Platform beni derin denizin dibine ışınladı, üzerimde çok amaçlı uzay kıyafetim olmasa ciğerlerimin dışarı uğrayacağını söylememe gerek yok sanırım. İçini göremediğim hormonlu salyangoz kabukları var burada, içlerinde bir hayalet onları kontrol ediyormuşçasına vıcık vıcık bir sıvı fışkırtıyorlar üzerime. Ghost in the Shell. Hehe. Bir de üzerinde 'Deney-018/BAŞARISIZ' yazan bir konteynırla karşılaştım. Titanyum alaşımlı kapağı içerden zorlamayla bükülerek açılmıştı. Konteynırda 4 parmaklı bir pençenin izleri kaplamıştı her yanı. İçindekilerin zarar görmediği bir çekmece vardı yine de. Çekmecede deney raporunu buldum. Anlaşılan bu yaratık eskiden bir Lemurian'dı ama insanlık dışı deneylerle mutantlaştırılmıştı. Adına Acrid demişler. 5 gündür buradayım ve hâlâ onunla karşılaşmadım, umarım da karşılaşmam.
"Bu süre zarfında artefakt toplamaya ara vermedim ama hepsi de işlevsel şeyler değil tabii. 5 tane 56-Yaprak-Yoncası buldum ve herhangi bir işe yaradığını da düşünmüyorum. Bir de bazı kargolar sandıklarda ve bu sandıkların anaht-
<insanı umutsuzlaştıran cızırtılar, kan donduran bir kükreme ve aniden kesilen sinyal>
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder