29 Ekim 2016 Cumartesi

Tanrı'nın Eğlencesi

  O sabah cennetten öfkeli bir haykırış duyuldu:
-Noel Baba'yı çağırın bana!
-Hemen Yarabbi!
  Uzunca bir süre bekledi Tanrı. Sıkıntıdan bulutları tekmeliyor, oraya buraya kıyamet alametleri göndererek insanları korkutuyordu. Tanrı'nın tuhaf bir espri anlayışı vardı.
-Vally, nerede bu aksakalına tükürdüğüm!
-Şu sıralarda uyuyor olmalıydı, dedi Saint Valentine. Biliyorsun, bu gece noel var.
-Konu da o ya zaten..
  Sonunda, Noel Baba geldi:
-Buyur Ya Rab!
-Bu gece hediye dağıtmayacaksın Santa.
-F..Fakat nasıl olur? Tüm hediyeleri hazırladım bile! Uçuş rotamı da çizdim. Kendime yeni geyikler bile aldım!
-Uçmayacaksın işte! Ben bu insanlardan bıktım artık. Şurada oğlumun doğumunu kutluyoruz, evime geleceklerine pavyonlara gidiyorlar! Zoruma gidiyor artık Sam..
-Zaten yılın 364 günü gazabın üzerlerinde değil mi? Bırak bir gün de eğlensinler be adam!
  Tanrı bir alev hortumu gönderdi.
-YIKIL KARŞIMDAN YAKMAYAYIM ŞU SAKALINI!
  Noel Baba cübbesinin eteklerini söndürerek dışarı çıkarken bulutlu salona İsa girdi:
-Tamam Baba, yetişkinler seni unutmuş zevk-ü sefâ peşindeler. Ama çocuklar? Hele de fakir çocuklar?
-Fakirlermiş.. En çok da onlar canımı sıkıyor zaten! Ben size gücünüzü kuvvetinizi vermişim, hala burjuvaların, yöneticilerin karşısında koyun gibi eğiliyorlar. O kadar bereketli bir dünya yaratmışım, tadını çıkarmıyorlar! Santa'yı geri çağır bana, aklıma bir şey geldi.
  Santa gelir:
-Fikrini değiştirdin mi Ya Rab?
-Hayır. Bütün oyuncaklarını buraya getir, ana karnında ölenlere dağıtacağım.
-Tamam Ya Rab.
-Dur, diyeceklerim bitmedi daha. Bu gece yine evlere gideceksin, ama o pabuçları doldurmak yerine duvardan sökeceksin! Elin değmişken ağaçları da alıp ormana götürüver hatta; Mikail'e söyleriz, diker.
-O kadar pabucu ne yapacağım peki?
-Toptancılara sat gitsin. Sen de bu geceki zararını kapatmış olursun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder