-Yani, tanrı sen misin şimdi?
+Pek beklediğin gibi değilim sanırım.
-Biraz daha yaşlı birini bekliyordum.
+Eh, sonsuzdan gelip sonsuza giderken yaşımı betimleyecek bir form bulmam zor olurdu, ben de bu bedeni seçtim. Bol giyinmeyi severim hem - şu kovayı uzatsana.
-Yarattığın evrendense bahçe işleri daha çok ilgini çekiyor sanki.
+Yaşlı biriyim sonuçta, hem evren artık düşünebilenlerin kontrolünde. Müdahale etsem yaratmış olmamın bir anlamı kalmazdı ki.
-Yani bütün evren bize mi kaldı?
+Yalnız size değil, düşünebilenlere dedim.
-...O zaman sonsuz cennet ya da cehennem de yok?
+Hayır tabii. Ne birisi iyi bir ödül, ne ötekisi ayarında bir ceza. Size kendi kontrolünüze alabileceğiniz bir Dünya verdim, tekrar bir ödüle - cezaya neden ihtiyacınız olsun? Size iradenizi ben verdim, yaptıklarınız doğrudan benden kaynaklı. Sizi sonucunu bildiğim bir teste sokup ödül - ceza vermem anlamsız olurdu.
-Ama katiller? Hırsızlar? Çocuk tecavüzcüleri?
+Hepsini durdurmak, hepsini cezalandırmak sizin elinizdeydi. Siz bunu kullanmak istemediniz, sorumluluktan kaçtınız. Dininiz vicdanınız olmalıydı ama topu bana attınız, Tanrım, dediniz, hepsi cezasını bulacak, değil mi? Hiçbiriniz de sormadınız, Tanrı bunu neden yapsın diye.
-...Anlamadım. E sana yaptığımız ibadetler boşuna mı?
+Sence ben seni bana ibadet edesin diye mi yarattım?
-Bence mantıklı bir düşünce.
+Heh... Sen gerçekten de insansın.
-Ama neden yarattın o zaman?
+Sen neden benimle konuşuyorsan, geziyor, koşuyor, bir şeyler icra ediyorsan, o yüzden. Yapabiliyordum ve yapmak istedim, sıfatlarımdan bazılarını sana da üfledim ayrıca, yaratıcılık gibi. Sizi yapabiliyordum ve sizin de yapabildiğinizi görmek istedim ve söylemeliyim ki, yaptıklarınız beni bazen gerçekten şaşırtıyor.
-Bana o üç ilahi dinin yalan olduğunu mu söylüyorsun o zaman?
+"İlahi" mi? Ben herhangi bir din gönderdiğimi hatırlamıyorum.
-O zaman neye inanayım ki ben?
+E dedim ya ama, vicdanına inan diye... Daha fazlasına ihtiyacın yok ki. Ona inanmak da deme ayrıca, bilmek ve bilmemek de. Öyle durduğun yerden inanıyorum - inanmıyorum diyeceğine araştır bak, biliyorum - bilmiyoruma çevir onları.
-Ama ben hâlâ kötülerin cezalandırılmasını ve iyilerin ödüllendirilmesini istiyorum...
+Bak yazarcığım, bu büyük bir sistem. Senin cennetin de, cehennemin de vicdanında aslında, fark etmediysen bu kendi sorunun. Evreni yarattıktan sonra dönüp bir kez olsun bakmadım ki ben. Bir de çıkmış şizofrenin birinin asırlar evvel söylediği laflara inanıyorsunuz, ayıp be! Bırak artık birilerinden medet ummayı.
-Peki Tanrım. Bu arada ağacı çok güzel budamışsın, çok beğendim.
-Estetiğin yaratıcısı benim, ne sandın...