Günün Şarkısı - Navan/Deirin De
--------------------------------------------------------------------
18 Ekim 2283
Bugün çok tuhaf bir radyo sinyali aldım günlük. Sürekli aynı 3 dakika 18 saniyelik kaydı tekrar ediyordu ama asıl tuhaf olan nereden geldiğiydi. Çelik Kardeşliği'nin terk edilmiş bölgesinden geliyordu lan sinyal! Orada ateş gekkolarından başka bir mahlukatın yaşamaması gerekirdi, Cumhuriyet'le savaşa girmelerinden sonra daha azı da beklenemezdi zaten. Kardeşliğin teknolojisi iyiydi ama Cumhuriyet araziye daha hakimdi. 1 saat içinde tüm bölge yaşanılmaz hâle geldi. İnsanoğlu beni şaşırtmakta oldukça başarılı diyebilirim.
Neyse ne, sinyalde Seerra Madre diye bir kumarhaneden bahsediyordu, ya da öyle bir şey işte. Çok büyükmüş ve açılışına ünlüler falan gelecekmiş. Şu havai fişekli gösterili kıllı yünlü açılışlardan işte. Tarih olarak 12 Mayıs diyordu ama sanırım yine de gidip bir bakacağım. Belli bir yıl söylemiyor sonuçta. Yine de gitmeden önce Temizkaynaklar'a bir uğrasam iyi olacak. Mermi sıkıntı değil de bu Nipton'un suyu çok kokuyor.
Kendine iyi bak günlük. Yakın zamanda dönerim!
23 Ekim 2283
Sinyalin geldiği bölgeye gittim ve bir kanalizasyon kapağıyla karşılaştım. Üzerinde BÜTÜN HAZİNE BENİM OLACAK tarzı şeyler yazıyordu. Acınası.
Sinyal burada çok güçlüydü, ben de içeri girip bir bakayım dedim. İçeride beni hoş bir sürpriz bekliyordu - tulum giymiş bir ceset. Bu tulumları uzun zamandır görmemiştim doğrusu. Sanırım derinlerde bir sığınak var. İki oda buldum ama birisi kilitliydi. Ötekinde üzerinde yaldızlı harflerle Sierra Madre yazan - doğrusu buymuş - bir satış makinesi buldum. Kapak ve fiş verdim ama kabul etmedi. Zaten kayda değer bir şey satmıyordu. Bir de bir dolu kimyasal buldum ama pek elleşmedim. Son olarak öteki odanın anahtar kartını buldum. Şu an kapıyı açmaya gidiyorum.
Bana şans dile!
20 Ocak 2017 Cuma
Sierra Madre'nin Büyük Açılışı! - 1
19 Ocak 2017 Perşembe
Sierra Madre'nin Büyük Açılışı! - Broşür
Işıklar, devasa spotlar! Lazerler ve disko topları, havai fişekler ve ateş üfleyen adamlar! Hayatınızda görmediğiniz kadar para, beyninizi serinletecek içkiler ve gösteriler! Hepsi ve daha fazlası 12 Mayıs'ta, Dünya'nın en büyük kumarhanesi olacak olan Sierra Madre'nin büyük açılışında! Sakın kaçırmayın, tabii eğer nükleer bir savaş patlak vermezse...
10 Ocak 2017 Salı
Yankı
Günün Şarkısı - El Tigr3 / She Swallowed Burning Coals
-------------------------------------------------------------------
...
"Vay be oğlum" dedi adam. "Demek 23 Ekim'de doğmuştun!". Oğlunun sırtına bir şaplak attı.
Oğlan kikirdedi.
"Evet! Böyle lânetli bir günde doğmuş olmam çok tuhaf değil mi?"
Kapkara ekranların çevrelediği odada karşılıklı iki kırmızı koltukta oturuyorlardı. Baba ve oğuldan başka, çok eski zamanlardaki kasaba geceleri misâli çıt çıkmıyordu. Gerek de yoktu zaten, baba oğul sessizliği katletmeye yetiyorlardı. Bunu büyük ihtimalle çıldırmamak için yapıyorlardı.
"Asıl tuhaf olan böyle gereksiz bir şeyi hatırlayabilmen bence! Hem o gün neden lânetli olsun ki?" Durakladı adam. Bu tarih ona bir şeyler çağrıştırıyordı ama odaklanamıyordu. Kafasında pop müzikler ve Ailelerin Sunucu Büyük Kardeş'in sesi yankılanıyordu.
"Şey.. bilmiyorum. Bir çağrışım sadece." Bir süre durakladı ikisi de. Kısa ve istemsiz bir duraklamaydı. İstemsizdi çünkü düşünmek beyinlerini zorluyordu. Kısaydı çünkü sessizlik katlanılmazdı. Babası şimdiden reklam jingle'ı Honki Ponki Tontiton'u söylemeye başlamıştı.
"Tabii ya, o gün annem ölmüştü!" Hatırlamanın sevinciyle olduğu yerde dans etmeye başladı. Kat kat yağları ve kızarmış gövdesiyle komik bir görüntü oluşturuyordu doğrusu, fazla da uzun sürmedi zaten. Sorular soruları doğurmuştu ve kendini düşünmekten alamıyordu şimdi. Sustu ve annesini hatırlamaya çalıştı. Ne zaman ölmüştü? Nerede ölmüştü? Neden ölmüştü? Onu sever miydi? Güzel yemek yapar mıydı? Neye benziyordu?
Neden bunları hatırlayamıyordu? Bu ona senelerdir ilk kez anormal geliyordu. Kafasındaki Büyük Kardeş'in sesi de duruma uygun yankılanıyordu sanki. "Siz kafanızı yormayın insanlarım! Devlet her şeyi sizin için düşünür!" Babası koltuğunda huysuzlandı.
"Neden sustun oğlum, konuşsana! Bana okulundan bahset. İzlettikleri konuşmalardan, öğrettiklerinden bahset. Geçen hafta gittin kuş avından bahset, geyik miydi yoksa? Susma oğlum, konuş!"
Oğlan sessizliğini korudu. Beynindeki yankı azalmıştı, etraf da daha belirginleşmişti sanki. Babasını hep takım elbiseyle dolaşan, orta yaşlarında, zımba gibi biri olarak hayal ederdi. Oysa şimdi karşısında şişiğin biri oturuyordu! Anlam veremiyordu hiçbir şeye. Babasına bakınca konuşma ihtiyacı hissetti.
"Baba, sen de biraz tuhaf hissetmiyor mus-"
"VE ŞİMDİ REKLAMLAR! EN SEVDİĞİNİZ ŞEKER HANGİSİ? TABİİ Kİ HONKİ PONKİ! HAYDİ HEP BERABER, HONKİ PONKİ TONTİTOOON!"
"Sus oğlum, sus! Baksana, elektrikler geldi!"
"Vay be oğlum" dedi adam. "Demek 23 Ekim'de doğmuştun!". Oğlunun sırtına bir şaplak attı.
Oğlan kikirdedi.
"Evet! Böyle lânetli bir günde doğmuş olmam çok tuhaf değil mi?"
Kapkara ekranların çevrelediği odada karşılıklı iki kırmızı koltukta oturuyorlardı. Baba ve oğuldan başka, çok eski zamanlardaki kasaba geceleri misâli çıt çıkmıyordu. Gerek de yoktu zaten, baba oğul sessizliği katletmeye yetiyorlardı. Bunu büyük ihtimalle çıldırmamak için yapıyorlardı.
"Asıl tuhaf olan böyle gereksiz bir şeyi hatırlayabilmen bence! Hem o gün neden lânetli olsun ki?" Durakladı adam. Bu tarih ona bir şeyler çağrıştırıyordı ama odaklanamıyordu. Kafasında pop müzikler ve Ailelerin Sunucu Büyük Kardeş'in sesi yankılanıyordu.
"Şey.. bilmiyorum. Bir çağrışım sadece." Bir süre durakladı ikisi de. Kısa ve istemsiz bir duraklamaydı. İstemsizdi çünkü düşünmek beyinlerini zorluyordu. Kısaydı çünkü sessizlik katlanılmazdı. Babası şimdiden reklam jingle'ı Honki Ponki Tontiton'u söylemeye başlamıştı.
"Tabii ya, o gün annem ölmüştü!" Hatırlamanın sevinciyle olduğu yerde dans etmeye başladı. Kat kat yağları ve kızarmış gövdesiyle komik bir görüntü oluşturuyordu doğrusu, fazla da uzun sürmedi zaten. Sorular soruları doğurmuştu ve kendini düşünmekten alamıyordu şimdi. Sustu ve annesini hatırlamaya çalıştı. Ne zaman ölmüştü? Nerede ölmüştü? Neden ölmüştü? Onu sever miydi? Güzel yemek yapar mıydı? Neye benziyordu?
Neden bunları hatırlayamıyordu? Bu ona senelerdir ilk kez anormal geliyordu. Kafasındaki Büyük Kardeş'in sesi de duruma uygun yankılanıyordu sanki. "Siz kafanızı yormayın insanlarım! Devlet her şeyi sizin için düşünür!" Babası koltuğunda huysuzlandı.
"Neden sustun oğlum, konuşsana! Bana okulundan bahset. İzlettikleri konuşmalardan, öğrettiklerinden bahset. Geçen hafta gittin kuş avından bahset, geyik miydi yoksa? Susma oğlum, konuş!"
Oğlan sessizliğini korudu. Beynindeki yankı azalmıştı, etraf da daha belirginleşmişti sanki. Babasını hep takım elbiseyle dolaşan, orta yaşlarında, zımba gibi biri olarak hayal ederdi. Oysa şimdi karşısında şişiğin biri oturuyordu! Anlam veremiyordu hiçbir şeye. Babasına bakınca konuşma ihtiyacı hissetti.
"Baba, sen de biraz tuhaf hissetmiyor mus-"
"VE ŞİMDİ REKLAMLAR! EN SEVDİĞİNİZ ŞEKER HANGİSİ? TABİİ Kİ HONKİ PONKİ! HAYDİ HEP BERABER, HONKİ PONKİ TONTİTOOON!"
"Sus oğlum, sus! Baksana, elektrikler geldi!"
2 Ocak 2017 Pazartesi
Tanrılar Kafayı Çektiğinde
"Doğru duydunuz! Dinazor fosilleri Şeytan'ın bizim inancımızı köreltmek için yeryüzüne yerleştirdiği kayalardır! Kanıtlarıma gelecek olurs-"
-...
-...
-Alo?
-Doğru mu bunlar Lusi?
-...ney doğru mu?
-Dinazor fosillerini sen mi koydun?
-...
-Ee?
-Onları yarattığın zamanı gerçekten hatırlamıyor musun?
-...hayır?
-Çok uzun zaman önce yine sarhoş olmuştun hani...
Flashback
-...Ne istediğinizi tam olarak anlamadım sanırım?
-Kocaman. Korkunç. KERTENKELELER! Tam şu ortaya bir yere atın. Yerde gezenler olsun bir de uçanlar.
Flashback
-...
-...
-Şimdi niye yoklar o zaman?
-...ciddi değilsin, değil mi?
Flashback
-UUHUHUUU!! BUNLAR NE BÖYLE ÇOK ŞİRİNLERR!!
-Bunlar yeni geliştirdiğimiz canlı türlerinden biri efendim. Onlara "hamster" adını verdim.
-ÇOK SEVDİM DÜNYA'YA DA KOY BUNLARDAN HEM DE ÇEŞİT ÇEŞİT!!
-...efendim, sizce de Dünya'da o "kocaman korkunç kertenkeleler" dolaşırken bunları salmamız mantıksız değil m-
-KERKENKELELERİ BOMBALAYIN SİZ DE!
Flashback
-...
-...
-Dostum gerçekten içmeyi kesmelisin.
-...
-...
-Alo?
-Doğru mu bunlar Lusi?
-...ney doğru mu?
-Dinazor fosillerini sen mi koydun?
-...
-Ee?
-Onları yarattığın zamanı gerçekten hatırlamıyor musun?
-...hayır?
-Çok uzun zaman önce yine sarhoş olmuştun hani...
Flashback
-...Ne istediğinizi tam olarak anlamadım sanırım?
-Kocaman. Korkunç. KERTENKELELER! Tam şu ortaya bir yere atın. Yerde gezenler olsun bir de uçanlar.
Flashback
-...
-...
-Şimdi niye yoklar o zaman?
-...ciddi değilsin, değil mi?
Flashback
-UUHUHUUU!! BUNLAR NE BÖYLE ÇOK ŞİRİNLERR!!
-Bunlar yeni geliştirdiğimiz canlı türlerinden biri efendim. Onlara "hamster" adını verdim.
-ÇOK SEVDİM DÜNYA'YA DA KOY BUNLARDAN HEM DE ÇEŞİT ÇEŞİT!!
-...efendim, sizce de Dünya'da o "kocaman korkunç kertenkeleler" dolaşırken bunları salmamız mantıksız değil m-
-KERKENKELELERİ BOMBALAYIN SİZ DE!
Flashback
-...
-...
-Dostum gerçekten içmeyi kesmelisin.